Kolajen Yunanca ‘’tutkal’’ anlamına gelen ‘’kolla’’ kelimesinden türetilmiştir. Bu kelimeden yola çıkarak kolajenin vücudumuzdaki rolünü hayal edebiriz. Kolajen, doku hücreleri arasındaki boşlukları dolduran lifli yapısı ile deri dokusunun esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını sağlar. Başta derimiz olmak üzere kemiklerimizde, eklemlerimizde, tırnaklarımızda, cildimizde, bağ dokumuzda hatta gözümüz olmak üzere çoğu organımızda kolajen bulunmaktadır.
Fonksiyonel gıdaların yaygınlaşmasıyla orantılı olarak kullanımı da artmaktadır. Kolajen vücudumuzdaki proteinlerin yaklaşık %25’lik kısmını oluşturan, derimizin %75’lik kısmını meydana getiren önemli bir proteindir. Vücudumuz tarafından fibroblast hücrelerince doğal yollarla üretilir.
Faydaları
- Su ve mineralleri tutar ve doku gerginliğini ayarlar.
- Kolajen, doku hücreleri arasındaki boşlukları dolduran lifli yapısı ile deri dokusunun esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını sağlar.
- Kemik ve kıkırdak dokusunda destek sağlar.
- Eklemleri güçlendirir ve eklemleri hasarlardan korur.
- Osteoartiritis, romatizma gibi eklem rahatsızlıklarda oluşan ağrıları ve iltihaplanmaları azaltır.
- Kemik yoğunluğunu önemli düzeyde arttırır.
- Cilt kusurlarını iyileştirir. Selülit oluşumunu önler.
- Tırnakları güçlendirir. Saçların daha sağlıklı olmasını sağlar.
- Kas yapımına destek olur.
- Yağ yakımını destekler.
Kolajenin Yapısı
Kolajenin yapısında on sekiz farklı amino asit bulunur. Elzem amino asitler dediğimiz amino asitlerin sekiz tanesini (histidin, izolösin, lösin, lizin, metiyonin (sistein), fenilalanin, treonin, tirozin ve valin) yapısında yüksek oranda bulundurmaktadır.
Kolajen hidrolizatı antioksidan bakımından zengin besinlerle birlikte kullanıldığında, kolajen etkinliğini artırmaktadır. Bu sebeple C vitamini gibi besin ögeleriyle birlikte zenginleştirme yapılması önerilmektedir. Aşağıda kolajen etkinliğini artıran besin grupları bulunmaktadır.
C vitamini Kaynakları: Turunçgil, biber çeşitleri, maydanoz, kivi
Arginin Depoları: Kabak, yer fıstığı, karpuz çekirdeği
Sülfür Kaynakları: Soğan, sarımsak, karnabahar, turp
Çinko Kaynakları: Deniz ürünleri, kırmızı et, susam, kaju
Takviye Kullanmalı Mıyız?
Yaşlanma, sağlıksız ve düzensiz beslenme, sigara ve alkol, vücuttaki oksijen azlığı, beslenme yetersizlikleri, güneş ve diğer dış etkenler nedeniyle 20’li yaşlardan sonra vücutta kolajen sentezi azalmaya başlar. Kolajen kaybı sonucunda deri esnekliğini, parlaklığını ve yumuşaklığını kaybeder. Kahverengi lekeler başta olmak üzere renk değişiklikleri oluşur. Bunun sonucunda deride sarkmalar ve kırışıklıklar meydana gelir. Bağ doku ve kıkırdakların esnekliğini kaybetmesiyle osteoporoz, romatizma gibi rahatsızlıklar meydana gelmeye başlar.
Kolajen hidrolizatı, FDA, EFSA tarafından genel olarak güvenilir kabul edilen GRAS (Generally Recognized As Safe) olarak ilan edilmiştir. Alerjen riski taşımamaktadır. Türk Gıda Kodeksi takviye edici gıdalar tebliğine göre kolajen hidrolizatının gıdalarda kullanımı uygundur. Bu da demek oluyor ki bir uzman gözetiminde güvenli dozlarda kolajen takviyelerinden yararlanılabilir. Yapılan klinik çalışmalarla önerilen doz günde 10 gramdır ve önerilen dozu geçilmemelidir. Sonuç olarak besinler yoluyla yeterli kolajen alınamadığında güvenilir düzeylerde takviye alımı sağlanabilir.
Kolajen İçeren Besinler
- En zengin kaynakları sığır eti, inek eti; tavuk-keçi-hindi kemikleri; balıklar ve sakatatlardır.
- C vitamini Kaynakları: Portakal, mandalina gibi turunçgiller, biber çeşitleri, maydanoz, kivi
- Likopen İçeren Meyveler: Domates, kırmızı biber, elma, çilek gibi.
- Omega-3 Yağ Asitleri: Balık, ceviz.
- Sülfür İçeren Gıdalar: Soğan, sarımsak, karnabahar, turp gibi.
- A vitamini İçeren Besinler: Havuç, balkabağı kuşkonmaz gibi.
- Kemik suyu, Paça Çorbası: Kemik suyu kolajen içermesine rağmen bu kolajen doğrudan emilip diz, kalça gibi eklem bölgelerine taşıyamaz. Beklenen etkiyi gösteremez.
Kaynak:
S. Ersus Bilek, S. Kaya Bayram Akademik Gıda 13(4) (2015) 327-334
Yorum Ekleyin