Ramazan Ayına Vücudumuz Hazır Mı?
Ramazan Ayına Vücudumuz Hazır Mı?
Ramazan ayı müslümanların belirli saatlerde bir şey yiyip içmediği 29-30 günü kapsar. Bu süre içerisinde yeme saatleri gün batımı ile gün doğumu arasına sığdırılmakta, gündüz yerine akşam saatlerinde beslenilmektedir. Yani yeme düzeninin, öğün saatlerinin ve uyku düzeninin değiştiği bir aydır.
Vücut düzeninin değişmesiyle birlikte uzun süreli açlık durumu, uyku düzensizliği ve hazırlıksız bir ramazana giriş vücudumuzu büyük oranda sarsmaktadır. Ramazan ayında uzun süreli açlık, susuzluk ve özellikle şeker, kahve, sigara gibi bağımlılık yapan maddelerin kullanılamaması baş dönmesi, göz kararması, halsizlik, sinirlilik, baş ağrısı, migren gibi şikayetleri de artırmaktadır.
'Oruç tutmadan önce son son yiyelim' gibi düşüncelerin de etkisiyle bir de daha fazla yemek yeme potansiyeline alışmak ileriki süreci daha fazla zorlayabilir. Biz de bu zorlanmayı yaşamamak veya en aza indirgemek için vücudumuzu yavaş yavaş hazırlamalıyız. Sonuçta robot değiliz ve bir şeye bir anda adapte olmakta zorlanabilir ve sağlık problemleri yaşayabiliriz.
İnstagram hesabımda bir arınma programı oluşturduk ve birlikte bu programımızı uyguladık. Peki sonrasında sürecimize nasıl devam edeceğiz? Tabii ki eski düzenimize dönerek değil bazı alışkanlıklarımızı değiştirerek !
O halde hemen maddeleri inceleyelim ve uygulayalım.
1. Su Tüketimini Artırmak:
Arınma programımızdaki maddelerden biri de günlük 2-2,5 litre suyumuzu içmekti. Vücudumuz susuzluk dönemine girmeden önce hidrasyonunu sağlamak amacıyla su tüketimini azaltmadan her gün ihtiyacı olan sıvıyı vücudumuza vermeye devam etmeliyiz. En az 8-10 bardak suyumuzu içmeliyiz.
2. Kahve/Sigara Miktarını Azaltmak:
Kahve, çikolata gibi besinlerin tüketimi vücudumuzdaki toksin miktarını artırır. Vücudumuzdaki toksinlerin atımı sırasında vücutta halsizlik, baş ağrısı gibi şikayetler meydana gelir. Bu yüzden oruç tuttuğumuz ilk günlerde daha bitkin oluruz. Bunu önlemek için de öncesinde yavaş yavaş bu besinlere ara verebiliriz. Örneğin günlük aldığımız kafein miktarını azaltabiliriz. Gün içerisindeki kahve miktarını bir anda kesmek yerine kademeli olarak azaltmayı deneyebiliriz.
3. Öğün Sayılarımızı Azaltmak:
Normal yaşam tarzımızda 3 ana 3 ara gibi bir düzene alışıksak bir anda 2 ana öğüne düşmek bize sağlık problemleri oluşturabilir. Bu yüzden 2 ana öğün ve bu iki ana öğün arasında 1 veya 2 ara öğün oluşturarak yavaş yavaş 2 ana öğüne düşmeyi tercih edebiliriz.
4. Paketli gıda/Şeker Miktarını azaltmak:
Şeker bağımlılık yapan bir maddedir. Günün aynı saatlerinde canımızın tatlı çekmesinin sebebi de budur. Vücut şeker kullanarak çalışmaya alıştığı zaman şeker olmadığında baş ağrısı, sinirlilik gibi durumları meydana getirir. Bu yüzden günlük şeker ihtiyacımızı en aza indirmeyi deneyebilir, paketli gıdalar yerine taze meyveler tercih edebiliriz.
5. Bağırsak Florasını Korumak:
Değişen öğün saatleri ve susuzluk ile birlikte ramazanda en fazla yaşanan durumlardan biri de kabızlık sorunudur. Oruç tutmaya başlamadan önce bağırsak florası korunarak hatta daha sağlıklı hale getirilerek bu sorunun önüne geçilebilir. Bunun için taze meyve-sebzeleri tüketerek posa alımımızı artırabilir; düzenli olarak kefir, turşu, ev yoğurdu gibi probiyotik kaynağı bakımından zengin beslenebilir; yürüyüş yapabilir; tam tahıllı gıdalarla beslenmeyi tercih edebiliriz.
Sağlıkla Kalın !
Son
Yorum Ekleyin